20 Eylül 2013 Cuma

Doğru Anne&Baba Olabilmek...

O kadar önemli ve dikkat'e alınması gereken bir konu ki.

Çocuklar'ımızın geleceğine,biz anne ve baba'lar yön veriyoruz.

Ben öğrenmeye başladıkları an itibari ile çocukları bir hamura benzetiyorum ;)
Onları iyi yoğurmak ve şekil vermek bizim elimizde..

Öncelikle,Kesin/Net/Kararlı/İlgili ve Sağ duyulu olun.

Çocuklar'ımız aslında bir'er ayna ve bizi yansıtıyorlar.Yani biz ne yaparsak "iyi veya kötü"karşılığını çok net görüyoruz.

Çok basit bir örnek,çoğumuz bir çok şeye "Hayır"diyoruz..

O kadar akıllı ve meraklılar ki.Bir şey istediğinde veya yapmaya çalıştığında "Hayır" demek yerine,kendilerine neden olamayacağını anlatmak ve yapmak istediği şeyin kendisine zarar vereceğini söylemek.Meraklarını gidermeye yardımcı olur ve inanın bir daha teşebbüs etmezler çünki tatmin olurlar verdiğiniz doğru cevaptan (ben bu şekilde yaklaşıyorum çınar'a) karşılığını da çok net görürsünüz.

Birşey sorduklarında veya yapmak istedikleri şeyi gösterdiklerinde,kendilerine net ve doğru cevaplar verin,eğer geçiştirme bir cevap verirseniz tatmin olmayıp devam ederler.Sizin yapmasını istemediğiniz hareketlere.

Diğer önemli konu ise "Anne ve Baba" karmaşası..

Aslında önce anne,baba'ları eğitmek gerekiyor.

Çünki;

Anne'lerin aksine,Baba'lar her zaman şımartmak adına çocuğun yapmaması gereken çoğu şeye evet der.

Anne'ler pek taviz vermez;) çünki,düzen ve otorite kurmuşlardır ama baba'lar zaten az görüyorum,cümlesinin altına sığındıkları için,şımartırlarda şımartırlar..

Çocuğun bilinç altında ise anne,herşeye hayır diyen,sürekli yemek yediren,hiç birşeye izin vermeyen nemrut bir kadın olarak algılanır.. ;)
Baba ise süper,herşey'e evet diyen,boşver yemek yemesin diyen,hadi oyun oynayalım diyen biri...

Çocuk için büyük bir karmaşa oluşur.

Önce anne ve babaların oturup çocuklarına nasıl bir bir yön vereceğini konuşması gerekir,kararlı,tutumlu,net ve sevgi dolu olmamız çok önemli çocuklar'ımızın geleceği için..

Anne ve baba ilişkisi çok önemli bir çocuk için..Onların gelecekleri ise bizim için çok önemli...

Neyse ki artık okuyoruz ve çok bilinçli anne ve babalarız.

Unutmayın biz bir ayna'yız,çocuklarımız ise bizim yansımamız...

Saygıyı,sevmeyi,teşeküretmeyi,kibar ve nazik olmayı,ne olursa olsun doğru söylemeyi,öğretelim çocuk'larımıza..

Sevgiler;

& Doğru Bilinen,Yanlışlar &

Danışan: Anne olmak bugüne kadar yaptığım işler arasında en zoru. İki üniversite okudum, en az 5 değişik şirkette değişik pozisyonlarda çalıştım, 50 kişiyi yönettiğim zamanlar oldu, bu kadar zorlanmadım.

- Dr. Başak: Haklısınız, anne-baba olmak hiç kolay değil. 24 saat ve 7 gün boyunca hiç durmadan yapmanız gereken, büyük sorumluluk ve fedakarlık isteyen bir iş. Üstelik bunun için okula gidip eğitim de almadınız.
Danışan: Okulu olsa kesinlikle giderdim. Her şeyi tam yapmak istiyor insan; sağlıklı olsun, hastalanmasın, iyi eğitim alsın, başarılı olsun, hobileri olsun, mutlu olsun, iyi arkadaşları olsun... Ufacık bir hata yapsam bütün hayatını mahvederim diye korkuyorum. Düşünsenize, bir insanın hayatı sizin ellerinizde, siz en iyisi için uğraşıyorsunuz ama yine de yaptığınızın doğru olup olmadığına emin değilsiniz. İş hayatımda bile bu kadar kaygılandığımı bilmem.
- Dr. Başak: Karşımıza çıkan zorluklarla nasıl baş edeceğimizi bilemediğimizde veya bilmediğimizi düşündüğümüzde kaygımız artar. Kaygımız arttığında panik oluruz, kendimize güvenimiz azalır.
Danışan: Ben de panik durumdayım. Kendimi sürekli başka annelerle kıyaslıyorum, hep bir şeyleri eksik yapıyormuşum gibi hissediyorum.
- Dr. Başak: Kaygıyı azaltmanın en iyi yolu, size zor gelen, korkutan, kaygılandıran durumla baş edebilmek için bu durumla ilgili becerilerinizi ve bilginizi artırmaktır.

ARKADAŞI DEĞİL ANNE-BABASI OLUN

Danışan: Yani çocuk eğitimi, psikolojisi, ihtiyaçları ile ilgili bilgilerimi artırırsam kaygılarım azalır.
- Dr. Başak: Evet. Bilmek, baş etmenizi kolaylaştıracak. Bir iş yaparken o işi nasıl yapacağınızı çok iyi bilirseniz kendinize güvenir, işten zevk alırsınız. Her çocuğun gelişimi, duygusal ve fiziksel ihtiyacı farklı olsa da, çocuk psikologları, anne-babaların bazı genel prensiplere bağlı kaldıklarında ve yanlış yerleşmiş inançlarını değiştirdiklerinde doğru yolda ilerleyeceklerini söylüyorlar. Bunlardan size birkaç örnek verebilirim:
Yanlış: Çocuklara sık sık sarılmak, sevginizi söylemek, çok fazla ilgi göstermek onları şımartır.
Doğru: Çocuklara sevgi gösterdiğinizde, takdir ettiğinizde, sık sık sarıldığınızda şımarmaz, aksine kendilerine daha fazla güvenirler. Hem ruhsal hem de fiziksel olarak daha sağlıklı olurlar. Sevgi, ilgi görmeyen çocukların birçok problemi olduğu bilinmektedir, oysa çok sevgi gören bir çocuğun bu nedenle problem yaşadığı görülmemiştir. Çocuklar çok fazla sevgi gördüğünde değil, her istedikleri kayıtsız şartsız yerine getirildiğinde şımarabilirler.
Yanlış: Çocuklarla arkadaş gibi olmak gerek.
Doğru: Hayır, çocuklarınızın anne-babası olmanız gerekir. Onlar sizin arkadaşınız, sırdaşınız, yaşıtınız değildir. Sizin onları yönlendirmenize, yönetmenize ihtiyaçları vardır. Kararları sizin almanızı, onları korumanızı, bir “yetişkin” gibi davranmanızı isterler. Büyüdükçe, ergenlikle beraber daha özgür olma ihtiyaçları olacaktır ve kendi kararlarını kendileri vermek isteyeceklerdir. Bu geçiş yavaş yavaş, çocuğun olgunluk düzeyine göre yapılmalıdır. Zamanı gelmeden çok fazla sorumluluk, özgürlük verir, hayatı onlarla paylaşmaya kalkarsanız, onlara taşıyamayacakları duygusal bir yük verirsiniz.

TELEVİZYON ÇEVREYLE İLİŞKİYİ KISITLAR

Yanlış: Çoğu kişi, anne-babasından bir şey öğrenmemiştir. Çocuklar bu dünya düzeni içinde kendi yollarını bulabilir.
Doğru: Çocuklar büyürken anne-babalarını örnek alırlar. Size bir şey öğretmediklerini düşünseniz bile, anne ve babanızın diğer insanlarla ilişkileri, olaylarla baş etme yöntemleri, duygularını yönetme şekilleri, doğduğunuz günden itibaren size örnek olur. Dolayısıyla, çocuklarınız için birer örneksiniz. Onların nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de öyle davranın.
Yanlış: Babanın görevi anne kadar önemli değildir.
Doğru: Çocuğun ruhsal gelişiminde babalar da anneler kadar önemlidir. Nasıl bir çocuğun dünyaya gelebilmesi için bir anne ve bir babaya ihtiyaç varsa, büyümesi, yetiştirilmesi için de hem anneye hem de babaya ihtiyaç vardır. Bu sadece babaların değil, annelerin de hatırlaması gereken önemli bir bilgidir. Araştırmalar, babasıyla ilişkileri iyi olan çocukların daha özgüvenli olduklarını göstermiştir.
Yanlış: Çocuğun, onu seven bir anne-babası olması yeterlidir.
Doğru: Maalesef yeterli değildir. Çocukların anne-babaları dışında başka insanlarla, hem kendi yaşıtları hem de yetişkinlerle iletişim içinde olması çok önemlidir. Arkadaşlık kurma, sosyal becerileri geliştirme, insanlarla yakın ilişkiler kurma ve başka insanlardan yeni şeyler öğrenme şansını ona vermek gerekir. Anne-babalar hayata dair her şeyi öğretebilmek için kendilerini sorumlu tutmamalıdır.
Yanlış: Çocukların televizyon seyretmesi, yeni şeyler öğrenmelerine yardım ettiği için kısıtlanmamalıdır.
Doğru: Televizyon seyretmek, çocuğun çevresiyle ilişkisini kısıtlar, sosyal becerileri (konuşurken sıra beklemek, dinlemek, bağırmadan konuşmak vb.) öğrenmesini engeller ve hayatın içine aktif katılımına engel olur. Çocuklar, bebeklikten itibaren en çok çevreleriyle aktif olarak ilişki içine girdiklerinde öğrenirler. Onlarla konuşmak, onları değişik ortamlara sokmak, değişik nesneleri görmelerini, ellemelerini, duymalarını, koklamalarını sağlamak, öğretmenin en iyi yoludur. Televizyon seyrederken bunların hiçbirini yapamaz.

KURAL YOKSA KAOS BAŞLAR

Yanlış: Kural koymak bana çok ters ve acımasız geliyor. Ben kuralları sevmezdim, çocuklarıma da koymak istemiyorum.
Doğru: Çocuklar kuralları severler. Hatta kuralların olduğu ortamlarda kendilerini daha güvende hissederler. Kurallarla büyüyen çocuklar, sanılanın aksine daha kolay risk alır, kendilerini daha kolay kontrol edebilirler. Çünkü neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair kafalarında daha net çizgiler vardır. Kural olmadığında kaos olur. Kural koymak ile katı ve acımasız olmak karıştırılmamalıdır.
Yanlış: Eğer hata yaparsam, çocuklarım ömür boyu bunun etkisinden kurtulamaz ve zarar görürler.
Doğru: Sadece sürekli ihmal ve istismar, çocuklara uzun süreli zararlar verir. Sıradan hatalar çocuklara kalıcı zararlar vermez, çünkü çocukların kendilerini tamir etme gücü vardır. Özellikle yeterli sevgi gören çocuklar, bu hataların etkilerinden çok daha çabuk kurtulur. Anne-baba olarak yaptığımız sıradan hatalar, bizim normal insanlar olduğumuzu gösterir.

- Posted using BlogPress from my iPad

12 Eylül 2013 Perşembe

Bulgur'un Faydaları..

Nerdeyse hiç eksik etmediğim bir gıda'dır 'Bulgur'
Oğlumun öğünlerinde Hafta'da 2 defa yerini alır (bulgur pilavı olarak ve yeşil mercimek yemeğinin içinde)

Niye mercimek yemeğinin içine koyuyorum.Çünki,kuru baklagillerle piştiği zaman besin değeri çok daha fazla artıyor.

Çok faydalı olduğunu duyuyoruz hep,ama ne kadar faydalı bilmiyoruz.

Kulaktan duyma şeylerle hareket ediyoruz ki bu çok yanlış herkezin bünyesi farklıdır.
Tabi ki bebek'lerinde.

Kulaktan duyma şeyler uyguladığınız zaman 'Alerji' riski ile karşı karşıya kalır bebek.
Kaş yaparken göz çıkartırız yani.. ;)

Şimdi ne kadar faydalıymış bu bulgur hep beraber öğrenelim...

Faydaları;

Bulgur, Türk mutfağında Anadolu'da önemli yeri olan besin öğelerinden biridir. Bulgur B grubu vitaminler, potasyum, demir ve fosfor bakımından zengindir. Kuru baklagillerle birlikte pişirildiği zaman besin kalitesi daha çok artmaktadır. Bu da bizim için vazgeçilmez olmasını sağlamaktadır.

Hamileler için folik Asit (lütfen bol bol tüketin)

Bulgur lif içeriği yüksek olan bir besindir. Kan şekeri düzeyinde çok fazla dalgalanmalara neden olmaz, bağırsak ve kalp-damar sağlığını koruyucu etkisi vardır.

Bulgurun içeriğindeki potasyum oranı yüksek olduğundan böbrek hastalarının kanında potasyum değerleri yükseldiği zaman tüketilmemesi gerekmektedir. Yapısında folik asit de bulunduğu için hamile kadınların tüketmesi önemlidir.

Folik asit, anneler için önemli olduğu kadar bebeklerin gelişimi için de önemlidir.

Bulgur sarı veya biraz daha esmer bir tonda renklere sahip olabilir, rengi açıldıkça daha çok soyma işlemi geçirdiğinden besin değeri düşmektedir.

"Besin kalitesi kuru baklagiller ile birlikte kullanıldığı zaman daha çok artar' .

Bulgurdan Faydalanın;

Bunların dışında bulgurdan pirincin kullanıldığı bir çok yemekte yararlanılabilir. Maydanoz çorbasına bulgur çok yakışır. Ispanağı bazen Pirinç yerine bulgur koyarak pişirebilirsiniz. Kısır,Mercimek köftesi yine çocukların da severek tükettiği bir besindir.

Besin kalitesini düşündüğümüz zaman bulgur, yemek kültürümüzdeki yerini unutmadan tüketmesi gereken önemli bir besindir. Sağlıklı nesillerin yetişmesi için elimizde olan değerleri değerlendirmeliyiz.

Sevgiler;

- Posted using BlogPress from my iPad

11 Eylül 2013 Çarşamba

Aslı'mm..

Ben aylar önce birini tanıdım,ig ( instegram )'da..Güzel mi güzel,kalbi de kendi gibi güzel.
Birde oğlu var ki,dünyalar tatlısı.2.oğlum gibi sevdiğim Kayra'm.
( Kartopumm ) ;))
İnsanlar birbirini görmeden nasıl bu kadar sevebilir,Nasıl böyle bir bağ kurabilir derdim hep.
Ama işte biri var ki (AsliKayraCan) cnm benim,görmeden kanım bir insana herhalde anca bu kadar çok ısınabilirdi ;) Kendisine ve samimiyetine inandığım,güvendiğim nadir insanlardandır kendisi.
Bir insana kan'ım anca bu kadar ısınabilirdi.

Sevgili Aslı,
İyi ki seni tanıdım,iyi ki kalbimizi ve samimiyetimizi bu kadar açık ve net gösterebildik birbirimize.Dünyalar tatlısı oğlun ve Eşinle hep mutlu ol..
Sen bunu çok hak ediyorsun çünki.Hep mutlu ve huzurlu olun canım benim.
Çok öpüyorum sizi...

Sevgiler,

Maşallah Size..






Sünnet ve Sünnet'in Önemi...

Oldu da bitti maşallah ;)
Benim küçük aşkım,çok küçükken 14 günlükken 'Erkek'olmuştu.
Doğar doğmaz olmasını istiyordum.
Fakat!!
Göbek bağı bari düşsün dedi büyüklerimiz ;) bende saygı gösterdim.
Neyse ki 5 günlükken düştü göbek bağı.
Hastanede kesinlikle olması istemiyordum,çünki o ufacık bedene narkoz veriyorlar.
Uzun araştırmalarımız sonucunda,çok iyi bir cerrah bulmuştuk özel muayanesinde yapıyordu operasyonu hemde lokal anestezi ile..
Yarım saatlik ufak bir operasyondan sonra hemen eve döndük.
Ve,bebeğim 14 günlükken tam anlamı ile erkek oldu...

Uzmanlar artık sünneti doğar doğmaz veya 1 yaşına kadar.
Yani altında bezi varken yapılmanın daha rahat ve sağlıklı olduğunu savunuyor.
Çünki,pansuman gerekmiyor,bebek oldukları için ve hareketleri kısıtlı olduğundan dolayı o süreci çok daha kolay atlatıyorlar.
Gerçekten de öyle,sadece ilk gün zorluk çektik.5 gün kullanmamız gereken " Excipial Lipo " vardı..Sonrasında iyileşti hemen.
Ya 1 yaşına kadar,yada 6 yaşından sonra iyice bilinçlendikten sonra yapılmasını söylüyor uzmanlar.
2,4 yaş arası çocukların zorunlu olmadıkça sünnet ettirilmemesi, 1 yaşını da geçmiş çocukların ise sünnet ettirilmesi için 6-7 yaşının beklenmesi gerekiyor.

Erken Sünnet'in Önemi!!
" Araştırmalarım sonucu,Çocuğun erken sünnet edilmesi idrar yolu enfeksiyonu geçirme riskini azaltıyor. Sünnetsiz çocukların idrar yolu enfeksiyonuna sünnetli olan gruba oranla 8 ile 15 kat fazla yakalandığı gösterilmiştir. 400 bin erkek bebek üzerinde yapılan çalışmalarda idrar yolu enfeksiyonu oranı sünnetsiz çocuklarda yüzde 7, sünnet olan bebeklerde ise yüzde 0,7 olarak bulunmuştur.''

Bizim Dr'umuz Aydın Mevsim idi.Muayenesi Karşıka da ve ayrıca Karşıyaka Devlet Hastanesinde Çocuk Cerrahı.

Sevgiler,




- Posted using BlogPress from my iPad

10 Eylül 2013 Salı

Çınar 1 Yaşında

Evet!benim bebeğim,canım oğlum 1 yaşında.Hamileliğimin nasıl geçtiğini anlamadan,bebeğim doğdu ve 1 yaşına girdi.
Zaman su gibi gercekten.
Tabi ki beni bir telaş almıştı.Konsept,mekan,hediyeler,menü,kişi sayısı,davetiyeler bunların hepsini en ince ayrıntısına kadar planladım.Organizasyon şirketine yaptırmak istemedim,kendim yapmak istedim herşeyi.
60 kişilik bir organizasyon olucaktı.Fakat!!
Acı bir olay yaşamıştık,eşimin dünyalar tatlısı yeğenini kaybetmiştik.Küçücük tü henüz 7 yaşını bile dolduramadan melek oldu ve uçtu..;(
Ve!! Hayat bana,önceden plan yapmamayı,anı yaşamayı ve şükretmeyi öğretti.
Büyük organizasyon'a katılamayacağı için 1 hafta önceden aile arasında ufak bir kutlama planlamıştım,tabi konsept'i değiştirmiştim.
Kalabalığa giremiyordu çünki kanserdi....
Şimdi iyi ki diyorum..İyi ki yapmışım.
Son günleriymiş meğer ve onu son kez ben mutlu etmiştim.
Büyük organizasyonu yapmadım bu yüzden.

Sevgiler,
Smile Party













Posted using BlogPress from my iPad

Ek Gıdaya Geçiş

Bu hafta ki en önemli konumuz!!

Ek gıdaya ne zaman geçilmeli,6.ayından önce yemek sularından tattırılmalı mı..

Bence hayır!!!

Kesinlikle tattırılmamalı,bu düşünceler çok göreceli tabi ki,eğer bebek hala emiyor ise tattırmayın lütfen!!

İstatislikler ve Dr'lar verilebileceğini söylüyor fakat,emen çocuğa 6.aydan önce süt ve su dışında birşey vermeyin...Eğer bebek emiyor ise tabi ki...
Çünki,çok çabuk yedikleri gıdalara adapte olabiliyorlar ve sütü bu yüzden kesebiliyorlar.
Lütfen eğer sütünüz geliyor ise,mahrum etmeyin onu bu güzel nimetten.Zayıflamak uğruna,sütünden mahrum eden kişilerin sayısı gittikçe artıyor ne yazık ki.

Çınar 6 aylık olana kadar sadece anne süt'ü ve ayrıca (su)verdim...
1,5 saat'de bir emdi hemde ;) dr'umuz 4 saat'de bir emzirmem gerektiğini söylüyordu ama dinlemiyordum ve ne zaman isterse o zaman veriyordum.
Mahrum etmek istemiyordum çünki onu bu kadar önemli bir gıdadan..Ayrıca tek aldığı besin süt'dü ve onun için çok önemliydi.

İyi ki dinlememişim Dr'umu ;)) çünki sadece 8 ay emdi...Rahatsızlanmıştım ve antibiyotik kullanmak zorunda kalmıştım.Dr antibiyotik içiyor olmama rağmen emzire bileceğimi söylüyordu ama ben kesinlikle karşıydım ilaç kullanırken emzirmeye.
Bu süreç içerisinde ek gıdaya daha çok ağırlık vererek aç kalmamasını sağladım;)
Devam süt'ü kesinlikle ağzına bile koymuyordu,kusuyordu..Kaşık maması yemedi 13 aylık olana kadar..Bende mecburen gece için pirinç unu ve organik süt ile şekersiz mahallebi hazırlıyordum.
Emzirmediğim için süt'üm birikmişti tabi,süt'ü sağdığımda ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım.Çünki süt'üm ilaçların etkisinden dolayı köpürerek akıyordu.

Şimdi iyi ki emzirmemişim o dönemde diyorum.Tabi süt'den hemen kesildi,aklına bile gelmedi.Sağıp verdim bir süre fakat bebeğin çekiş gücü ile süt sağma makinesinin çekiş gücü çok farklıydı.

Ek gıdaya 6.ayımızı dolduğumuz zaman geçtik.
Ben ( labne,yumurta sarısı,pekmez,bisküvi,ceviz ) karışımı vermedim.
Direkt olarak kahvaltıdan başladım.Uno'nun büyümek ekmeğini kullandım,labne peynir,organik bıldırcın yumurtası,organik kara dut pekmezi,organik tereyağı,organik erik reçeli ile başladım..

Çok şükür ki iştahlı bir oğlum vardı.Kahvaltı kültürüne ( katı gıdaya)erken alıştırmak gerekli.Herşeyi karıştırıp püre haline getirerek vermek,daha sonra pütürlü ve parçalı gıdaları yemiyor olmasına sebep oluyor.

Meyva'ları,tabiki bende püre halinde verdim 9.aya kadar..Sonra ki aylarda da ufak doğrayarak verdim.Yemeklerini çatalla ezerek verdim.

Kahvaltı tabağımız



Sevgiler,

&YeniNesilAnneler&

Posted using BlogPress from my iPad

8 Eylül 2013 Pazar

Butik Pastacılık...


Nasıl güzel bir meslektir,Nasıl büyük emektir..Bu mesleği yapan herkeze saygım sonsuz.

O kadar iyi isimler var ki,saymakla bitmez gerçekten..

Görsellik benim için çok önemlidir,harika görünüyor diye aldığım çoğu şey fosss çıkabiliyor.

Fakat biri var ki,her organizasyon'um da,başım sıkıştığında aradığım ilk insan..

Canım arkadaşım " Burcu Yılmaz " "Burcudan Butik Pastalar'ın"sahibesi..

https://www.facebook.com/profile.php?id=100004802341424&ref=ts&fref=ts

O kadar başarılı ki,bir o kadar da alçak gönüllü..

Hem lezzetli,hemde görsellik arıyorsanız benim gibi,doğru adres yukarıda kesinlikle..

Aşağıdaki lezzetler kendisine ait...












- Posted using BlogPress from my iPad

Diş Buğday'ına Devam...











- Posted using BlogPress from my iPad

Çınar'ın Meslek Seçimi ;))

Tepsimizde 200€,Dolma Kalem,Makas,Araba Anahtar'ı,Milyarder Kitabı

Fotograf Makinesi,İpad,Birde gök haritası vardı (Çınar'ın dayısı uzay bilimlerinde okuyor,onuda koymalıymışız ;) )

Küçük bey aynı anda,sağ eliyle fotograf makinesini ;) sol eliyle ipad'i aldı ;)

İleride ne olacağı konusunda bizi muallakda bıraktı paşamız..

Babamızın,Sistem Mühendisi olduğunu göz önünde bulundurursak,kendisinin izinden gideceği tahmin ediliyor ;))







- Posted using BlogPress from my iPad

Diş Buğdayı..

7 aylıkken ilk 2 dişimiz çıktı,çok şükür hiç anlamadık..

Bebeğinizin,inci tanesi o güzel dişlerinin çıkması..

Nasıl büyük bir mutlulukmuş...

Şimdi sıra diş buğdayı yapmaya gelmişti,her detayı ile kendim ilgilendim..

Fakat çok vaktim yoktu 1 hafta içerisinde herşeyi halletmeliydim..

Dilediğimide yapmaya çalıştım,Ama zamanım az olduğu için eksiklerim vardı..

Ben açıkcası tatsız,tuzsuz bir diş buğdayı yapmak yerine içinde herşeyi barındıran miss gibi aşûre yapmayı tercih ettim ;) iyi ki yapmışım ;)

Aşûreyi sevmeyen yoktur,

Ben Bulgaristan göçmeniyim ve bizde tavuklu keşkek çok meşhurdur onuda ilava ettim menüme.

Farklı bir damak tadı oldu misafirlerim için,ama herkez çok beğenmişti.

Neyse !!

Nasıl güzel bir duyguymuş meğer bu hazırlıklarla uğraşmak..

Umarım sizlerde beğenirsiniz,

Şeker Masamız'da...

-Farklı şekerlemeler
-Marsmalow
-Eti puff
-Bademli ve Antep fıstıklı drajeler
-Elma şekeri
-Horoz şeker ;)
-Diş kurabiye
-Limonata ( şişeleri ikea'dan aldım,aslında minik vazo ;) fakat ben o limontayı farklı sunmalıydım misafirlerime )









Menü!!
-Truffle
-Tart ( çilek ve ahududulu)
-Böğürtlen soslu etimek tatlısı
-Un kurabiyesi
-Vişneli çikolata soslu kurabiye
-Kahveli ve Cevizli kurabiye
-Peynirli börek
-Patasli ve kıymalı börek
-Mercimek köftesi
-Rus salatası
-Patates salatası
-Kırmızı biber salatası
-Keşkek
-Aşûre






- Posted using BlogPress from my iPad

6 Eylül 2013 Cuma

Biri Gülmek mi Dedi...














- Posted using BlogPress from my iPad

Cool Çınar !!!
















- Posted using BlogPress from my iPad

Baby Çınar !!!!!

Şükür Sebebim ;)















- Posted using BlogPress from my iPad

Siyah Oje ve Oje Kurutucular !!!!!!

Benim için siyah oje zamanı gelmiştir...Seviyorum siyah oje'yi,oldukça modern..

Eskiden siyah oje sürenleri "Gotik"diye adlandırırlardı...
( buna bende dahilim) ;))) Şimdilerde ise bakıyorum,hepimiz birer gotik olmuşuz.. ;))

Siyah oje kesinlikle iyi bir markadan olmalı ki,verimli sonuç alabilelim...Sürümü kolay,temizlemesi kolay olmalı...

İşte size Maybellıne New York Color Show Siyah Oje !!!!!

Eğer bir anneyseniz,bakımlı,oje sürmeyi seviyor ve sürekli yeniliyorsanız..

Oje Kurutucu Şart !!!! Ki Ne Şart !!!!

Ben Kalyon kullanıyorum memnunum,saniyeler içerisinde sürmüş olduğum oje'yi kurutuyor...

İnstagram arkadaşım tatlı anne ve blog yazarı Zamaneannesi

http://ilknuryalcin.blogspot.com/ geçen gün bana Golden Rose çok daha hızlı kuruttuğunu söyledi,en kısa zaman da deniycem ve paylaşıcağım..




- Posted using BlogPress from my iPad

Ev Yoğurt'u !!!!


Evde yaptığınız yoğurt çok faydalıdır ve hergün yenmelidir..

Çocuk,yetişkin demeden..

Fakat ya evde yapmış olduğunuz ev yoğurt'u bebeğinizde gaz yapıyorsa...

Büyük sıkıntı!!

Ne yazık ki Çınar da gaz yaptı ev yoğurdu ;)) ama başka bir formülünü buldum ve sonuç başarılı...

Artık ev yoğurt'u bebeğimde gaz yapmıyordu,zevkle veriyordum artık kendisine oda gaz sıkıntısı yaşamadan afiyetle yiyordu yoğurdunu...

Eğer aynı sıkıntı diğer güzel bebeklerimizde de var ise aşağıdaki uygulamayı ve tarifi rahatlıkla uygulayabilirsiniz....

Sevgiler;




1 su bardağı kaynamış süt,yarım tatlı kaşığı( tahta kaşık ) mayalamak için yoğurt..

Süt parmağınızın dayanabileceği sıcaklıkta olmalı,içene mayalamak için yoğurdu ilave edin ve iyice karıştırın..

Üzerine iyice bezler ile kapatın 2-3 saat içiresinde yemek için hazır..

Eğer süt soğuk olursa yoğurdunuz tutmaz...Ama bununda acil çözümü var..

Bir kaba kaynar su ilave edin ve tutmamış yoğurdumuzu kabın içine koyun üstünü kapatın...bir kaç saat sonra yoğurdunuz hazır olucaktır...
- Posted using BlogPress from my iPad

Bu yazın benim için trend oje renkleri !!!!

Orange ve Fuşya bu yaz sıklıkla kullandığım Neo'n renklerim...

Tavsiye Ederim...


" KEFİR " Evde kefir yapımı !!!!!!

Evde kefir yapmanın mutluluğu !!!!

Bu kadar faydalı ve faydası saymakla bitmiyen mayhoş ( yoğurt'un ekşi hâli gibi ) güzel bir içecek...

Kefir mayasını Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinden temin edebilirsiniz..

Aktarlarda da mevcut fakat ne kadar güvenilir bilemiyorum...

Bana kayınvalidem vermişti,kendiside Ankara'dan almıştı...

Mayanın kesinlikle gün ışığında durmaması gerekiyor ve bir kavanoz içerisinde üzerini geçicek kadar şaşal su ilave edin ve öyle muhafaza edin..

Gelelim yapım aşamasına,aşağıda görmüş olduğunuz kavanozlara mayalıyorum ben,kavanozlarda da 1'er tane maya var...
Üzerine dolaptan çıkardığınız sütü ilave edin ve tahta kaşık ile hafif karıştırın...

Ben pastorize süt kullanıyorum,eğer günlük süt kullanacaksanız kesinlikle kaynamış ve soğumuş olmalı..

Mayalanma süresi 24 ila 48 saat arası..karanlık bir yerde mayalanmasını sağlıyorum...
Ne kadar uzun kalırsa vitamin değeri o kadar artıyor....
Bu arada kefir mayası canlıdır süt de durduğu sürece çoğalır...elinizle koparıp yada,tahta kaşık yardımıyla da kopartabilirsiz...
Kesinlikle metal kaşık v.b şeyler değmemeli.....













- Posted using BlogPress from my iPad